Antipatik Hangi Dilde? Küresel ve Yerel Bakış Açısından Bir Değerlendirme
—
Bursa’nın sokaklarında yürürken bir yandan kafamda bir düşünce dönüp duruyor: “Antipatik hangi dilde?” Hani bazen bir kelime, bir davranış ya da bir bakış şekli, hemen karşımızdaki insana karşı bir yargı oluşturur ya, işte tam da bu nokta beni düşündürüyor. Kültürler arası farklar, dilin ve tavırların farklı yorumlanması… Kendisini “antipatik” hisseden biri, belki de bu etiketin doğru bir şekilde kendisine yapışıp yapışmadığını sorgulamalı.
Bu yazımda da tam olarak bunları sorgulamak istiyorum: Antipatiklik, sadece Türkçe’de veya Türkiye’de mi var? Yoksa dünya genelinde de benzer bir hissiyat yaratılabiliyor mu? Hadi gelin, bu konuda bir sohbet edelim.
—
Antipatiklik ve Dil: Bir Kültürel Yansıma
Antipatik kelimesi, aslında kelime anlamı olarak “hoş olmayan” veya “istenmeyen” anlamına gelir. Ama sadece anlamıyla kalmıyor, bir tavır haline de dönüşebiliyor. Türkiye’de “antipatik” dediğimizde aklımıza genellikle soğuk, ilgisiz, sabırsız insanlar gelir. Ama bir yandan da bazı kültürlerde bu kelimenin bir tık daha derin anlamları olabiliyor.
Mesela, İngilizce’de “antipathy” kelimesi de benzer bir şekilde “hoşlanmamak” ya da “rahatsız olmak” anlamına gelir, ancak kullanılan bağlama göre, bazen bir kişiye yönelik duygusal bir soğukluk da ifade edebilir. Ama İngiltere’de ve Amerika’da insanlar, bazen bu tür duyguları o kadar açıkça ifade etmeyebilirler. Özellikle İngiltere’de, “antipatik” biriyle ilgili duygu çoğu zaman daha dolaylı ve “under the surface” (yüzeyin altında) bir şekilde dile getirilir. Mesela, çok sevmemek ama yine de profesyonel bir mesafe ve nezaketle devam etmek önemli bir normdur.
—
Türk Kültüründe Antipatiklik ve Davranışlar
Türkiye’de ise durum biraz farklı. Antipatik olmak, çoğu zaman bir kişinin doğrudan ilgisizliği veya kaba tavırlarıyla ilişkilendirilir. Örneğin, Bursa’daki bir kafede garson size selam vermiyor, güleryüzlü olmuyor veya kaba bir şekilde hizmet veriyorsa, bu durum hemen “antipatik” olarak tanımlanır. Yani, Türk toplumunda, insanlar genellikle doğrudan kendini belli ederler ve bu durum, kibar veya ilgili olmamanın hemen fark edilmesine neden olur.
Ayrıca, Türk kültüründe daha fazla “misafirperverlik” ve “nezaket” önemlidir. Bir insanın gülümsememesi, olumsuz bir yorum yapması ya da ilgisiz davranması, karşı tarafta olumsuz bir etki bırakabilir. Hatta bazen, öylesine tatlı bir şekilde “antipatik” bir insanla karşılaştığında bile, “Ayy, ne kadar soğuk biri!” diyerek durumu şaka ile geçiştirmeye çalışırız.
—
Antipatiklik: Dünyada Farklı Kültürler Nasıl Algılar?
Gelin, biraz da dünyaya göz atalım. Mesela Japonya. Japonlar, oldukça nazik ve saygılı bir kültüre sahiptirler. Burada “antipatik” olmanın en büyük göstergesi, saygısızlık ya da kaba bir tavır sergilemektir. Ancak, bu tür tavırları Japonlar çok nadiren açıkça ifade ederler. Bir kişi “antipatik” olduğunda, bunun söylenmesi oldukça nadirdir; bunun yerine, Japonlar daha çok davranışları ve tavırları gözlemler ve dolaylı olarak bunu gösterirler. Mesela, birinin tavırları gerçekten soğuksa, o kişi etrafındaki insanlarla iletişimde daha mesafeli olmaya başlar.
Yine de, Amerika gibi daha “dışa dönük” toplumlarda, antipatiklik daha doğrudan bir şekilde ifade edilir. İnsanlar, birisini sevmediklerinde bunu çoğu zaman açıkça dile getirebilirler. Tabii, bu çok fazla genelleme yapmak değil; zira her toplumda olduğu gibi, Amerikan kültüründe de her birey aynı şekilde davranmaz. Yine de, antipatik bir tavır Amerika’da daha hızlı fark edilir, çünkü sosyal etkileşimlerin doğası gereği, insanlar daha açık ve rahat bir şekilde kendilerini ifade etmeye eğilimlidir.
—
Türkiye’de Antipatikliğe Karşı Duyarsızlaşma?
Özellikle büyük şehirlerde, belki de artan yoğunluk ve stres nedeniyle, insanlar “antipatik” olmayı daha normal bir hale getirmiş olabilirler. Örneğin İstanbul’daki bir kalabalıkta, bir taksi şoförünün soğuk tavırları, bir mağaza çalışanının ilgisizliği, bir restoran garsonunun suratsızlığı… Bütün bunlar, normalde belki de küçük görünen davranışlar, ama sürekli yaşadığımız bir şehir hayatının parçası haline gelmiş. Bu kadar çok insan arasında, belki de bu tür davranışlara karşı daha duyarsız hale gelmiş olabiliriz. Fakat bence, bu durum çok tehlikeli; çünkü insanın içindeki o sıcaklık ve saygı eksik olmaya başladığında, hepimiz birbirimize yabancılaşıyoruz.
—
Sonuç: Antipatiklik Hangi Dilde?
Antipatik olmak, evet, gerçekten dil ve kültür farklarıyla değişebilen bir olgu. Bir dilde “soğuk” ve “ilgisiz” bir davranış olarak tanımlanabilirken, bir başka dilde bunun yerini “saygısızlık” veya “görünmeyen uzaklık” alabilir. Kültürel normlar, bir davranışı nasıl algıladığımıza, nasıl karşılık verdiğimize etki eder. Türkiye’de ve dünyada antipatiklik, bazen kelimelerden, bazen ise tavırlardan daha fazlasını ifade eder.
Bursa’da bir kafede garsona “Antipatik misin?” diye sormak, muhtemelen oradaki insanın bir süre düşünüp cevapsız kalmasına yol açar. Ama Amerika’da, aynı soru doğrudan cevap alabilir. Her kültürün, antipatiklik konusunda kendine özgü bir bakış açısı var ve bence bu çok ilginç. Sonuçta, bizler her yerde insanız; bazen soğuk ve uzak olabiliriz, bazen de güleryüzlü ve sevecen. Ama unutmamalıyız ki, her dilde “antipatik” olmak, aslında bir şeylerin yanlış olduğunu gösteriyor olabilir.